Rate this book

Hoşgör Köftecisi (2012)

by Orhan Veli Kanık(Favorite Author)
4.41 of 5 Votes: 3
ISBN
9750822544 (ISBN13: 9789750822544)
languge
English
genre
publisher
Yapı Kredi Yayınları
review 1: "Hem ne diye ukalalık ediyorum? Biz bu dünyaya ecir gelmişiz, ecir gideceğiz. Ben de müteahhit olacak değilim ya! Ne hakkım var: "Ben neden beş lira kazanayım da o beş yüz lira kazansın," demeye. Ben işsizim adam müteahhit. Ben fakir bir aileden gelmişim, o zengin bir aileden. Ama benim okumuşluğum varmış da onun yokmuş; kimin umurunda? O, işini biliyor, ben bilmiyorum. Mademki biliyor, yaşamak da onun hakkı. Ben köylü cıgarası içemem, o isterse, viski içer; ben kahveye gidemem, o bara gider; ben tramvaya binemem, o otomobile biner; hakkı değil mi?"
review 2: Hoşgör Köftecisi, Orhan Veli'nin bir avuç öyküsünden, bir çevirisinden ve bir de kendisi ile yapılmış kısa bir söyleşiden oluşan küçümen bir kitap. Daha ön
... moreceleri, şiirlerinin sonuna iliştirilen bu öyküler, ilk kez ayrı bir kitap bütünlüğünde basıldı. Kitap, söz konusu "külliyat" oldu mu, bu coğrafyada en itinalı işlerde imzası olan yayınevi Yapı Kredi Yayınları'ndan çıktı ve birinci baskısını Nisan 2012'de yaptı.Tam 94 yıl boyunca şiir yaşayan, büyük ozan Fazıl Hüsnü Dağlarca, Orhan Veli'nin ölümüne dair, genç yaşta değil, bir şair için "çocuk yaşta" bir ölümdür, der. "Her ölüm erken ölümdür" diyen, şairlerin şairi Cemal Süreya'nın "Türkçe'yi ben onlarla sevdim" dediği, Garip akımı şiirlerinden sonra, daha yaşasaydı belki ne şiirler yazacaktı Orhan Veli. Tıpkı yoldaşları Melih Cevdet Anday ve son yazdıklarına dek hep yepyeni şiiri arayan Oktay Rifat gibi.36 yaşında göçen şairin ölümüne, Türk Öyküsü de ne denli üzülse yeridir. Geride bıraktığı, sadece bu altı öyküsü olsaydı bile, hatırlanmaya değerdi Orhan Veli. 1947'den 1950 yılına dek, Tanin gazetesi ile Seçilmiş Hikayeler ve meşhur Yaprak dergisinde gözüken bu öykülerin devamını da okuyabilseydik keşke.Öykülerinde, büyük yazar Sait Faik'in etkileri yadsınamaz elbette. O yıllarda kalem sallayıp da Sait Faik'ten etkilenmemek ne mümkün? Bir anlamda birbirlerinin tersi gibidirler Orhan Veli'yle; Sait Faik'in de onca öykülerinin sonuna iliştirilen bir avuç şiiri vardır. Cânım Sait Faik de topu topu 47 sene yaşayabilecekti.Kitaptaki iki öykü var ki, biri "İşsizlik" öteki "Denize Doğru", tüm Türk Öykü derlemelerine girebilecek nitelikteler. İşsizlik öyküsünü, Denizbank Yayınları'nın çok özenli ellere emanet ettiği Sesli Edebiyat / Öyküler 'Ses'leniyor adlı -nedense hiç ses getirmeyen- müthiş yapıtta, sesi Orhan Veli'nin şiirleriyle özdeşleşen Müşfik Kenter'in sesinden dinlemek de mümkün: “İşsizlik kötü şey vesselam. İşsizliğin kötü olduğunu da yalnız aç kaldığım zamanlar, düşünüyorum. Can sıkıntısından, bunaldığım sıralarda da düşünsem ya. Olmuyor.”Denize Doğru'nun başınaysa "Şairane bir yazı" ifadesi iliştirilmiş. Denize düzülmüş müthiş bir methiye, tüm deniz öykülerini ve şiirlerini yeniden anımsatacak, şiire varan bir öykü. Söz gelimi, bu satırları yazanın aklına, bambaşka bir şair Ömer Bedrettin Uşaklı'nın şu dizelerini düşürdü: "Bir gün nehirler gibi çağlayarak derinden / Dağlardan, ormanlardan sana akacak mıyım? / Ey deniz, şöyle bir gün sana bakacak mıyım / Elma bahçelerinden, fındık bahçelerinden?"Orhan Veli'nin bir de "serbest" çevirisi var kitapta. Harikulade öykücü William Saroyan'ın, "Love, Here Is My Hat" adlı öyküsü, "Yaşasın Aşk" adıyla. İyi şair, iyi öykücüyü nasıl da buluyor.Kitabın en sonunda ise Bahadır Dülger'in Orhan Veli ile yaptığı, sıradışı, ilginç bir söyleşi var. Bahadır Dülger'in söyleşiyi, bir soru cevaptan farklı olarak, bir öykü anlatırmışcasına kaleme almış olmasının lezzeti bir yana, genç Orhan Veli'nin "henüz büluğa eren çocuklarınkini andıran akortsuz ve garip, ahenkli sesi" ile verdiği ateşli yanıtlar; en hızlı zamanlarında Bob Dylan'ın gazetecilere verdiği protest demeçlere benziyor. Gençlerden en beğendiğine yanıt olarak "Yahya Kemal" diyor örneğin. "Daha gençlerden", Melih Cevdet, Oktay Rifat, Sait Faik ve Orhan Kemal'i sayıyor. Memduh Şevket Esendal'ı da anıyor ama, siyasetçi oluşundan ötürü takma isimle yazıyor olmasına içerliyor, "... bundan yüz sene sonra, Memduh Şevket Esendal adında bir adamın yaşadığını bileceklerse, ancak hikayeleriyle bilecekler." diyor, haksız da sayılmaz. Halide Edip hakkındaysa "iş yok" deyiveriyor.Hoşgör Köftecisi, okuruna genç bir öykücüyü yeniden tanıtıyor. Sadece altı öyküsü yayınlanmış, gencecik giden, sıkı bir öykücüyü. less
Reviews (see all)
Sam
çünkü başka çok az insan bu kadar duru yazabilir.
shadow_k1ller
Keşke bu kadar erken kaybetmeseydik seni
Hopman
Ufacık bir sürpriz gibi.
Write review
Review will shown on site after approval.
(Review will shown on site after approval)