Rate this book

Junge Verlierer (2014)

by Emrah Serbes(Favorite Author)
4.35 of 5 Votes: 6
languge
English
genre
publisher
Bnooki
review 1: Yazarın efsane serisi Behzat Ç.'den sonra başarısız buldum bu kitabı.Her hikayede geçen erkek çocuk ergenliğini çok tekrarlı ve abartılı buldum, potansiyel sapık sandım çocukları okurken. Bununla ilgili olarak farklı çocukların farklı duygu düşüncelerini göremedim, sanki tek bir çocuk anlatılıyordu kitapta. En azından öyküden öyküye anlatım biçimini değiştirebilirdi Emrah Serbes.İşlenen hiçbir hikayede ilginçlik göremedim, bayağı tekdüze gitti kitap, bir süre sonra bitsin diye okudum. Yine de gerçekten akıcı bir dili var yazarın, birkaç saatte biten bir kitap.
review 2: Türkiye'de erkek çocuk/ergen olmakla (ve aslında kız çocukluk/erken kadınlıkla da ilgili) kısa hikayeler. Bazı hikayelerde naif, iyi n
... moreiyetli, aklı karışmış, kültürel maçoluğa zorlanan saf çocuklar var, bazılarında misojinist, pislik tipler. Çoğunun bir de içinize işleyen zavallılığı oluyor. Emrah Serbes, hem çok iyi bir gözlemci, hem de ultra-duyarlı bir yazar. Bu kitap (Türkiye'de) "erkek çocukluğu" ve erkek ergenliğini yücelten, göklere çıkaran bir kitap değil. Tam tersine, çözümleyen, yer yer dalga geçen, yer yer (kültürümüze) eleştiriyle bakan bir kitap. Bazı hikayeler oldukça dokunaklı, bazılarında nostaljik bir sıcak “aile ortamı” var, bazılarında sizi sinirlendiren karakterler/olaylar var, ama hepsinin ortak noktası yazarın içtenliğinden kaynaklı bir realizmle yüz yüze kalmamız. Bunun ötesinde Türkiye'de kız çocukluk/erken kadınlık/kadınlık/annelik hakkında da önemli ip uçları veriyor. Hikayelerin bazılarında, kız çocuklarını ve kadınları hikaye kahramanının gözünde "cinsel obje" olarak görmesek de, kahramanın psikoseksüel gelişiminin ana teması olarak görüyoruz. Kadınlara (hem de aynı aileden üç kadına) sadece var oldukları ve onları çekici bulduğu için kızan içli (ve çok vurgulanmasa da eski boksör olan babası tarafından şiddet mağduru) bir ergenden, arkadaşını kaybetmemek için sınıf arkadaşını kömürlüğe "ellenmek" üzere götüren bir işçi çocuğuna kadar, bu durumu çok da sorgulamayan ama kızmayı da beceremeyeceğiniz karakterler var. Kızlarımız da çoğu zaman çocuksu ama istenmeyen saldırılar karşısında hep suskun. Ne düşünüyorlar? Normal mi buluyorlar, travma mı yaşıyorlar, bilemiyoruz. Kitaptaki karakterlerden biri çok güzel açıklıyor bu Türk kadınlığı halini: "Vaktinde biri ülkemizdeki bütün kızları çok pis korkutmuş, hiçbirinde gerçeği söyleyecek cesaret bırakmamış. Ben kız olacağım da ders vermeye gittiğim evde beni öpecekler var ya, dünyayı ayağa kaldırırım, analarını sikerim." Bu hikayelerin çoğunda, kitaptaki çocuklar da karşı cinsten akranlarına yaptıkları gibi zorbalık kurbanı. Mahallenin büyük abisinden ve baba figüründen dayak yemekten, sadece “erkek” ortamında olmanın getirdiği yük yüzünden yapmayı istemediğin şeyleri yapmak zorunda kalmaya kadar, ve de çoklukla iktidarlarının sorgulanmasını sevmeyen ebeveynlerin elinde yaşanan çocukluk hallerini de gözlemliyoruz. Şiddet olmadığı yerde bile çocuk olmanın illaki dezavantajlı tarafı olması durumu, bunun safça yüzümüze çarpılışı: “Sekiz yaşında olmak berbat bir şey, bir şeyi kabul ettirmek için ille ağlamak mı gerekiyor, yırtınmak mı gerekiyor? İnsan gibi isteyince niye açmıyorsunuz valizi?” Çabuk okunuyor, 140 sayfa ve her hikayeden sonra uzun uzun düşünmenize gerek olmadan sonrakine geçebiliyorsunuz. Türkiye’de yetişmiş herkesin kendinden bir şey bulabileceği, dürüst, iyi kalpli bir kitap. less
Reviews (see all)
Inalina
Mahir Unsal Eris'ten sonra, Emrah Serbes'ten ergen hikayeleri... Yine cok keyifli idi okumasi.
alicia2
Yazmak istediğim gibi öyküler.
Abby
begenmedim
Write review
Review will shown on site after approval.
(Review will shown on site after approval)