Bütün bu olanlar bitenler şaşırtıyordu onu. Bu insanlar, ne insanlar böyle? Faydalarının dışında gözleri dünya görmüyor. Görmüyor değil, bir kuruş için bir insana kıyabiliyorlar. Her yıl, sırf çeltik yüzünden binlerce kişi, çocuk ölüyor. Onlara analar “Katiller!” diye bağırıyorlar. Onlar gene tınmıyorlar. Bir kasaba halkı ellerinden zar ağlıyor. Onlara, yüzlerine karşı değil ama, arkadan arkaya düşman kesilmiş. Çok zaman, yalınayak, başıkabak, imanına tak demiş bir köylü, çarşının orta yerinde bir çeltikçi ağasının suratına bütün kinini kusuveriyor. Zehir gibi. Öteki oralı bile olmuyor.
Sadece bu paragrafla ne kadar çok şey anlatılıyor aslında; sadece o dönem hakkında değil, şimdi yaşadıklarımız hakkında da. Para için insanların yaşadığı zorlukları göz ardı edenlerin bunu nasıl kolaylıkla ve ustalıkla yaptığı, yalan söylemekte ne kadar başarılı oldukları, bilmeyenin nasıl inandığı, bazen bilenin inanmaktan başka çaresinin kalmadığı…
Çukurova’ya pamuk yerine çeltik eken ve bunu “memleket için yapıyoruz, sıtmaysa sıtma, sizin canınızdan daha kıymetli bu çeltikler” şeklinde sunarak köylünün hastalıkla ve su baskınlarıyla tek başına mücadele etmesine sebep olan çeltik ağalarıyla bunu durdurmaya kararlı genç, yeni mezun olmuş bir kaymakamın arasındaki çatışmayı anlatıyor bu kitap. Kitaptaki karakterlerin para için yapabilecekleri, yüzsüzlükleri ve açgözlülükleri o kadar korkunç ki kitabı okurken hiç olmadığım kadar sinirlendim. En kötü tarafı da, kitabı okurken buna en şiddetle karşı çıkanların bile sınırları olduğunu, hükümetin bile artık hükümet olarak vermesi gereken kararları veremez duruma getirildiğini çok net bir şekilde görebiliyor insan. Para için söylenen yalanlar ve gerçekten iyi şeyler yapmak isteyen insanların nasıl karşılandığı gözler önüne serilmiş ve rahatsızlık verecek derecede günümüzden manzaralar gibi hissettiriyor.
Kitabın başlığının başlarda hiçbir anlamı olmadığını düşündüm ama elbette bunu düşünmekte çok hatalıydım.
Kitabın iki kısmı var, biri roman biri de yazarın romandan uyarladığı tiyatro oyunu. Tiyatro oyununu daha okuyamadım ancak biraz göz gezdirdim ve anladığım kadarıyla romandan tamamen kopuk değil. Vaktim olduğunda onu da okumak istiyorum ancak şu an sadece roman olan kısmıyla yetineceğim.
Herkesin okuması gereken, 5/5 bile az gelen bir kitap.
Advertisements Share this: