Bir şeyin varlığına nasıl ikna olursunuz?
Evde oturma odasında oturuyorsunuz, mutfaktan nefis bir yemeğin kokusu geliyor. Örneğin; Patates Kızartması. Aldığınız kokuyla mutfakta o yemeğin olduğuna ikna olur musunuz?
Ya da dışarıda bir sesin sizi çağırdığını düşündünüz. O sesi duymanız size yeterli mi? Yoksa o sese dönüp bakma ihtiyacını kendinizde görürmüydünüz?
Bir şeyin varlığına ikna olmak için kokusunu almak, sesini duymak ya da görmek sizin için yeterli midir? Yoksa ona dokunmak, hissetmek onun varlığına ikna olmak icin tek geçerli neden mi?
Nesnesi olmayan algılar hayatımızın içine o kadar işlemiş ki, bazen dediğimiz gibi “gaipten sesler duyuyorum galiba” cümlesi bize, anormal bile gelmiyor artık.
Nerede olduğunu bilmediğimiz ama varlığına bir şekilde ikna olduğumuz, göz önünde bulunmasa bile orda bir yerde olduğunu düşündüğümüz şeyler hayatımızın içine o kadar işlemiş ki…
Bir Matrix repliğiyle gerçeklik algımıza bir soru daha soralım:
“Gerçeği” nasıl tanımlarsın? Eğer, hissedebildiğin koklayıp, tadıp, görebildiğin şeylerden söz ediyorsan “gerçek”, beyne iletilen elektrik sinyallerinin yorumlanmasıdır.
Advertisements Bunu paylaş: